Bilim İnsanlarının Nutkunun Tutulmasına Neden Olan 12 Enteresan Olay

FBI 2003'te bir adamı borsa dolandırıcılığından göz altına aldı. Yapılan incelemede adamın borsa oyunlarıyla 800 dolardan tam 350 milyon dolar kazandığı görüldü. Andrew Carlssin yaptığı açıklamada 2256 yılından geldiğini ve tüyoları gelecekten aldığını söyledi. Bir müddet sonra Andrew’in hesabına tam 1 milyar dolar aktarıldı. Adam daha sonra hiçbir iz bırakmadan ortadan yok oldu.

Bilim insanları Dünya’nın yüzeyinin 660 km altında devasa büyüklükte bir su rezervi keşfetti. Bu rezervin 2,7 milyar önce meydana gelmiş olduğu ve yeryüzündeki okyanusun toplamından daha fazla suya sahip olduğu sanılıyor. Bunun yanı sıra bu keşif yeni bir bilimsel teoriyi de gündeme taşıdı. Bu teoriye göre yeryüzündeki okyanuslar bu rezervden taşan sularla meydana gelmiş.

1930'da Amerikalı fizikçi Edgar Cayce kayıp şehir Atlantis’in 1968’de Bimini bölgesinde bulunacağını açıkladı. Gariptir 1968 yılının Eylül ayında Bimini’nin kuzeyinde bulunan denizde düzgün şekillere sahip bir takım taş bloklar bulundu. Bazıları bunun Atlantis uygarlığına ait olduğunu söylüyor.

Fotoğraf 1941'de Kanada’daki Gold Bride köprüsünün açılışında çekilmiş. Kalabalığın arasında 1940’ların modasıyla bir ilgisi olmayan bir adam görülüyor. Kendisi 21. Yüzyıla ait giyim tarzına sahip ve elinde de günümüz teknolojisindeki bir fotoğraf makinesi bulunuyor. Adamın kim olduğu belirsiz olsa da bazıları bir zaman yolcusu olduğunu düşünüyor.

‘’Carroll A. Derring’’ isimli bir ticari gemi kaybolduktan bir müddet sonra karaya oturmuş halde bulundu. İşin enteresan kısmı ise gemide büyük bir hasar olmamasına rağmen mürettebatın tümü kayıptı. Olayın iç yüzünü bir türlü bulamayan yetkililer 1922'de soruşturmayı sonuçsuz olarak kapattı.

Tarih 20 Aralık 1980 idi, Minesota’da yaşayan Jean Hilliard karlı bir günde arabasını evine doğru sürüyordu. Sonra arabası aniden bozuldu. Dondurucu soğukta kalan kadın bilincini kaybetti ve 6 saat sonra karın içinde tamamen donmuş halde bulundu. Hastaneye ulaştırıldığı zaman hiçbir yaşam belirtisi göstermiyordu. Hatta vücudu o kadar sertti ki doktorlar iğneyi batıramıyorlardı. Ama inanılmaz bir şey gerçekleşti ve vücudu ısındıkça yaşam belirtileri göstermeye başladı. Jean 3 gün sonra yürümeye başladı ve 6 hafta sonra büsbütün sağlığına kavuştu.

Olay Strasburg’da 1518'de oluyor. Normal hayatında farklı bir insan olmayan Bayan Troffea birdenbire dans etmeye başlıyor. Bir hafta sonra 34 kişi daha ona katılıyor. Bir ay sonra ise dans edenlerin sayısı yüzlerle anılıyor. Dans salgını sonucu 400’e yakın insan kalp krizi ve aşırı yorgunluktan yaşamını yitiriyor. Olayın sırrı hala çözülebilmiş değil.

Bilim insanları Amazon bölgesini incelerken enteresan yer şekillerini gördü. Yapılan incelemelerde bu yapıların 3000 ile 3500 yaşları arasında olduğu görüldü. Amaçlarının ise bir çeşit toplanma yeri olduğu sanılıyor.

Don Decker’in dedesi 1983 senesinde Pennsylvania’da hayatını kaybetti. Cenazeden sonra genç adamın ateşi yükseldi ve bir tür transa geçti. Bu esnada oturma odasının tavanından su damlamaya başladı. Hikayenin tuhaf yanı, dışarıda yağmur yağmıyordu ve evinin o bölümde su sızdıracak herhangi bir boru da bulunmuyordu. Herkesi şaşkına uğratan bu olaydan sonra Don’un arkadaşları onu bir pizzacıya götürdüler. Ama aynı olay orada da gerçekleşti. Tavandan damlayan sular direk Don’a isabet ediyordu Don binayı terk eder etmez de damlalar duruyordu.

Depremi izleyen bu ışıklar şimdiye dek olan en büyük gizemlerden biri.. Bu fenomen 1600 senesinden bu yana 65 defa gözlemlendi. Işıkların kaynağıyla ile alakalı hiçbir bilgi bulunmuyor.

Andres Ruzo ismindeki ufak bir çocuk dedesinden bir nehrin öyküsünü dinleyerek büyüdü. Dedesinin anlattığına göre bu nehir, içinde yüzmesini istemediği insanları suyuyla kaynatıyordu. O çocuk üniversiteye gitti ve bir jeolog oldu ama bu hikayeyi hiç unutmadı. Seneler sonra bu nehri aramaya koyuldu ve sonunda amacına ulaştı. Nehrin sıcaklığı tam 86 dereceydi ama garip kısmı bu değil. Nehrin bu sıcaklığa ulaşması sağlayacak en yakın volkana tam tamına 700 km uzakta bulunuyordu..

Deniz altında bulunmuş olan bu kalıntılar 1986 senesinde keşfedildi. Su altında kalarak yok olan bir uygarlığa ait olduğu sanılıyor.