Amerika Hükümeti İnsanı Hayrete Düşüren Çok Gizli Fotoğrafları Yayınlamak Zorunda Kaldı

Bölge 51’in olayının ne olduğunu ya da Amerikan hükümetinin UFOları tam olarak nerede sakladığını hiç merak ettiniz mi? Kısıtlama yasası sebebiyle Amerikan hükümeti Amerikan tarihindeki son derece önemli olaylara ait gizli fotoğrafları yayınlamak zorunda kaldı. 

11 Eylül 2001 yalnızca Amerika için değil tüm dünya tarihi için gerçekten trajik bir gündü. Uçaklar İkiz Kuleler ve Pentagon binasını yerle bir etti. Pentagon’da ciddi anlamda hasar vardı ancak birçok insan hasarın ne boyutta olduğunu bilmiyordu. Nihayet bu fotoğrafların yayınlanmasından sonra insanların Pentagon’daki hasarla alakalı bir fikirleri oldu. Hasar gören binalar yeniden inşa edildi ancak bu belli bir zaman aldı.


1963 yılına ait bu hükümet dökümanına göre Amerikan ordusu tanımlanamayan bir hava aracıyla karşılaşmış. Bazı insanlar bunun Nevada’da bir UFO bulunduğuna kanıt oluşturduğunu düşünüyorlar. Elbette ki tüm çok gizli bilgi sansürlenmiş halde ama görünüşe bakılırsa hava aracının ne yaptığını ya da nereden geldiğini tam olarak tespit edememişler.


Bazı insanların düşüncesine göre UFOlar düştüklerinde üzerlerinde deneyler yapılması üzere Bölge 51’e götürülüyorlar. İnsanlar özellikle de Roswell düşüşünün bir UFO olduğunu düşünüyorlar ancak hükümet insanlara bunun bir hava balonu olduğunu söyledi. Kesinlikle bazı cevaplara ihtiyacımız var.


Bonnie ve Clyde Büyük Bunalım zamanında banka soyarak Amerika’yı dolaşan, kötü şöhretli bir suçlu çiftiydi. 23 Mayıs 1934 tarihinde Bonnie ve Clyde diğer çete üyeleriyle birlikte Teksas polisiyle bir silahlı çatışmaya girdi. Araçlarında 112 mermi deliği vardı ve bunların yaklaşık olarak dörtte biri ünlü çifte isabet etti. Çift anında burada can verdi ve birçok insan olay yerinden hediyelikler toparlayabilmek için olay yerine akın etti.


Burası El Paso Bölgesi, Colorado’da bulunan Cheyenne Dağ Kompleksi. Burası bir askeri enstalasyon ve savunma sığınağı ve ayrıca birkaç gizli bölüm de buradan işliyor. Burası Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en büyük gizli tesis. Hükümet buranın gerçekten de var olduğunu kabul etmiş olsa da yalnızca çok gizli yetkililerin buraya girme izni var.


Bu fotoğraf garip biçimli bir yük yüklemekte olan bir hükümet kamyonuna ait. O muşambanın altında ne olduğuna dair fikriniz var mı? Bazı insanlar UFO olduğunu söylerken bazıları ise sadece büyük bir hava balonu olduğunu söylüyor. İnsanlar bu tuhaf olaya Missouri’de tanıklık etmişler ve hemen bunun Bölge 51’e götürülmekte olan bir UFO olduğuyla alakalı spekülasyonlar yaratmışlar.


1945 yılında New Mexico’da Trinity projesi isminde gizli bir operasyon yürütüldü. Bu hükümetin Manhattan Projesi’yle bağlantılı olarak test ettiği nükleer bombaydı. Bombanın ismi Jumbo’ydu, 3 metre genişliğinde ve neredeyse 8 metre yüksekliğindeydi ve ayrıca yaklaşık 36 cm kalınlığında duvarları vardı. Bomba o kadar güçlüydü ki nükleer patlama sonrası ayakta kalabilmeyi başardı.


Bu tuhaf görünümlü beton bina aslında Kuzey Dakota’da bulunan bir sığınak. Aslında burası eskiden havayı ve sismik dalgaları kontrol etmek amacıyla kullanılıyormuş. Bunun sonrasında kısa bir süre için füze savunma sistemi olarak da kullanılmış. Burası muhtemel bir zombi istilası sırasında saklanmak için olabilecek en mükemmel yermiş gibi duruyor.


1920’ler ve 30’larda Londra’da yaşayan insanların apartmanlarının pencerelerinin dışında bu “bebek kafesi” denen şeyler asılıydı. Bunlar ebeveynleri evin içinde meşgulken çocuklar dışarıda oynayabilsinler diye yapılmış ve kullanılmıştı. Bu kafesler bebekler temiz hava alıp kanlarını yenileyebilsinler ve temizleyebilsinler diye dizayn edilmişlerdi. Bize sorarsanız bunu sağlayabilmenin daha iyi yolları mevcut.


Çin’deki Aperture Spherical Telescope (Sferikal Gedik Teleskobu) isimli bu teleskop ilk olarak 1994 yılında öneri olarak sunulmuş. 467 metrelik bu tuhaf makinenieye yer açılabilmesi için 65 kişilik bir köyün yerinin değiştirilmesi gerekmiş. Çin bu teleskobu yapabilmek için 180 milyon dolar harcamış ve birçok insan bunun ülkeyi radyo astronomi alanında bir önder haline getireceğini söylemiş.


Charlie Duke tarihte Ay’a ayak basabilen birkaç insandan bir tanesiydi. Bu yolculuğuna hürmeten astronot Ay’ın rüzgarsız yüzeyine ailesinin bir fotoğrafını bırakmaya karar verdi. Fotoğrafın hala astronotun onu bıraktığı yerde olup olmadığını merak ediyoruz. Ya da belki bir uzaylı onu bulmuştur ve hala ne olduğunu çözmeye çalışıyordur.


Soğuk Savaş sırasında Rusya’nın ne gibi silahlar hazırlıyor olduğuna dair bir sürü söylenti vardı. Sonradan bunların hükümetin beklentilerinden bile çok daha kötü oldukları ortaya çıktı. CIA bu fotoğrafı devasa bir Sovyet kimyasal deposuyla olan savaş sırasında ele geçirmeyi başardı ancak bunun Amerikan halkını aşırı derecede endişelendirebileceği korkusuyla fotoğrafı gizlemeye karar verdi.


Hindenburg Alman Zeppelin şirketi tarafından yapılmış yolcu taşıyan ticari bir hava aracıydı. Bu kocaman araç 1936 yılının Mart’ında uçmaya başladı ve Nazi propogandasını yayabilmek için bir araç olarak kullanıldı. 6 Mayıs 1937 yılında bu aracın sonu oldukça tuhaf ve ateşli bir biçimde Amerika Birleşik Devletleri semalarında geldi ve New Jersey’deki Manchester Kasabası’nda yere çakıldı.


Yucca Dağı Nükleer Atık Mahzeni Nevada’da bulunuyor ve burası elinde harcanmış nükleer yakıtları ve diğer yüksek radyasyonlu nükleer atıkları tutuyor. Bu projeye 2002 yılında başlandı ve burası 1987’deki Nükleer Atık Politikası le ilgili yasa değişikliklerinin bir parçasıydı.


Neden bir yüzme havuzunda astronot kıyafeti giymiş bir grup adama baktığınızı merak ediyor olabilirsiniz ama aslında bunun mantıklı bir açıklaması var. Astronotların havuzlarda nasıl suya iniş yapacaklarını öğrenmeleri gerekiyor ve bu onların eğitimlerinin bir parçası. Her ne kadar havuzda bütün gün vakit geçirip şakalaşıyor gibi görünseler de bu aslında ciddi bir eğitim.


Soğuk Savaş ve Atom Çağı sırasında hükümet, hükümet yetkilileri için yeraltı tünelleri ve sığınakları inşa etti, böylece olası bir nükleer saldırıda barınabilecekleri bir yere sahip olacaklardı. Bunlar Amerika Birleşik Devletleri’nin her yerinde bulunabiliyorlar. Ama hükümetin açıklamasına göre artık kullanımda değiller. Bu bilgiye inanıp inanmamak ise size kalmış.


Burada gördüğünüz şey sözde Bölge 51’de geliştirilmiş bir hava aracı. Hükümet UFO söylentilerinin fitilini ateşleyen şeyin bu olduğunu açıkladı çünkü çok fütüristik bir dizayna sahip. Hükümet neyin peşindeydi bilemiyoruz ancak bu hava aracı hiç de sıradan gözükmüyor!


Bu devasa mantar bulut Sovyetler Birliği tarafından yapılmış Çar Bombası ismindeki bir hidrojen bombasından kaynaklanmış. Bomba termenükleer silahları test etmeyi amaçlayan bir deneyin bir parçası olarak 30 Ekim 1961 tarihinde patlatılmış. Bu hala patlatılan en güçlü insan yapımı patlayıcı olarak biliniyor. Bu test gizli olarak yapılmış ancak o sırada bölgedeki bir ABD hava aracı bulunmaktaymış ve bu deney tarafından yanacak ölçüde alana yakınmış.


Henry Ford her Amerikalı’nın satın almaya gücünün yeteceği bir araba yaparak motor ve araç endüstrisini değiştirdi ve tarihte bunun için bir yer edindi. Ancak Ford bütün yüzeylerde gidebilen bir Model T yaparak işleri daha da ileriye taşıma konusunda kararlıydı. O zamandan bu yana bu araç artık günümüzde çok daha kullanışlı birşeye dönüştü. Ama bu ilk model 1923-1925 yılları arasında satıldı.


Jimi Hendrix 60’lı yıllardaki en popüler gitarist, şarkıcı ve şarkısözü yazarlarından bir tanesiydi. 15 yaşındayken gitar çalmaya başladı ve stili kendisinden önceki blues ve rock n’ roll müzisyenlerinden fazlasıyla etkilenmişti. Uyuşturucu problemi 60’ların başında başladı ve zaman içerisinde uyuşturucu ve alkolü karıştırmaya başladı. Bu da ne yazık ki onu agresif yapıyordu. 18 Eylül 1970 yılında Jimi Hendrix çok içtiği bir gecenin ardından ölü bulundu. Burada gördüğünüz fotoğraf ona ait son yakalanan kare.


1 Kasım 1952 yılında ilk termonükleer araca ait deneyler başarılı bir biçimde yapıldı. Bunlar Operation IVY (IVY Operasyonu) ile bağlantılı olarak yapılmıştı ve atom bombasından çok daha korkutucu birşeyin başlangıcını hazırladı- hidrojen bombası. Bu deney Marshall Adaları’ndaki minik bir Pasifik adasında gerçekleştirildi. Bu patlama sebebiyle on megaton TNT gücünde bir enerji açığa çıktı, bu da Hiroshima’daki patlamanın 1000 kat fazlasına eşitti.


Aslında dünyada bir değil iki tane Özgürlük Anıtı bulunuyor ve bunlardan bir tanesi Paris’teyken diğeri New York’ta. Bu fotoğraf Paris’teki Fransız Özgürlük Anıtı’nın yapımı sırasında çekilmiş. Bu anıtın inşası 1876’da başlamış ve heykeltıraş Auguste Bartholdi de inşaatın yöneticisiymiş. 1881 ve 1884 yılları arasında bu anıtı tamamlamayı başarmışlar.


Saigon aslında 1949 yılında Vietnam’ın başkentiydi. Burası kapitalist ve anti-komünistti ve bu nedenle de Vietnam Savaşı sırasında Kuzey Vietnam’daki komünist partiyle çokça çatışmaya girdiler. 1975’in Nisan’ında Saigon Vietnam Cumhuriyeti Ordusu tarafından işgal edildi ve Amerikan birlikleri bölgeden temizlendi. Sonrasında şehri önceki başkanlarından esinlenerek Ho Chi Minh şehri olarak yeniden isimlendirdiler.


15 Nisan 1912 yılında RMS Titanic yolcu gemisi bir buzdağına çarparak batmaya başladı. Fotoğrafta da görebileceğiniz gibi insanlar gibi sınırlı sayıda olan cankurtaran filikalarının üzerinde kendilerine çaresizce yer aradılar. Ne yazık ki gemide bütün yolculara yetecek miktarda can kurtaran filikası bulunmuyordu. Daha önceden Titanic’in asla batmayacak bir gemi olduğunu belirtmelerine karşın 1,500 kişi öldü.


Savaş zamanlarında yalnızca insanlar değil yaban hayatı da kötü şekilde etkilenir. Bu fotoğraf İkinci Dünya Savaşı sırasında uçan bombalar ve uçaklardan korkan bir hayvanı mükemmel biçimde yakalamış. Habitatları yok edildiği için birçok hayvanın gidecek yeri kalmamış. Bu talihsiz hayvan popülasyonlarının büyük bir kısmını yeniden canlandırmak savaştan sonra uzun yıllar almış.


Önceki Arizona Senatörü John McCain Vietnam Savaşı’nda yer aldı ve bu hizmeti sırasında, 26 Ekim 1967 yılında savaşta esir alındı. Uçağı Hanoi açıklarında düştüğünde 23. Bombalama misyonunu gerçekleştiriyordu. Bu fotoğraf tam McCain’in savaş tutsağı olarak kıyıya çıkarıldığı anı gösteriyor. Burada babasının bir amiral olduğunu anlaşılana kadar onu yakalayanlar insanlar tarafından dövüldü ve işkenceye uğradı. Tüm büyük Amerikan gazeteleri onun esir düşüşünün haberini yazdılar.


Rushmore Dağı üzerinde gerçekten çalışmaya başlamadan önce Gutzon Borglum onun neye benzeceğinin bir taslağını yaptı. Önceki tasarım hem kafaları hem de vücutları barındırıyordu ama Gutzon sonradan bunun çok fazla olacağına karar verdi. Bu kabataslak eserin üzerindeki detaylar kusursuzdu ama bu şekliyle projeye çok fazla zaman harcaması gerekirdi bu nedenle de yalnızca kafaları oymayı seçtiler.


Fırlatma koltukları bir hava aracında ortaya çıkabilecek acil durumlarda pilotları ve kabin ekibini kurtarabilmek için kullanılıyor. Bu fırlatma koltuklarının uçaklara konmadan önce test edilme aşamasını gösteren bir fotoğraf. Koltuk bir patlama ya da pilotu da taşıyan bir roket sayesinde hava aracından dışarı fırlatılıyordu. Dürüst olmamız gerekirse test aşaması hayli korkutucu görünüyor.


Önceden Disney parklarındaki karakterlere hayat veren kişilerin park ziyaretçileriyle birlikte ortak alanlarla öğle yemeği yemelerine izin veriliyordu. Pamuk Prenses yemek tepsisiyle hala harika görünüyor. Şimdilerde karakterler çalışıyorlarken yalnızca kostümlerinin içerisinde görünebiliyorlar. Parklar yarattıkları illüzyonun zedelenmemesi için müşterilerin aynı karakterden iki taneyi bir arada görmelerini istemiyorlar.


Bu fotoğraf CIA’in UFOlar üzerinde araştırmalar yaptığının bir kanıtı. Burada bilimadamlarının yuvarlak biçimli bir hava aracının nasıl uçabildiği hakkında teoriler geliştirdiğini görebilirsiniz. Bu gerçek gözlemlere dayanan bir çizim ve açıklamaydı. Bu notların sahibi olan kişi bu uçan araçla ilgili birçok detayı tarif edebilmiş.


Google’ın bütün dünyayı kasıp kavurmadığı zamanları hatırlayabilmek güç. Bir sürü insan Google öncesi dönemi zar zor hatırlayabiliyor ancak görünüşe bakılırsa bir zamanlar ne kadar büyüyeceklerinden bihaber olan, küçük bir şirketlermiş. Şimdilerde ise Google’ın 119.000 çalışanı var ve dünyadaki en büyük şirketlerden bir tanesi.


Bu adamlar sonraları Hiroshima, Japonya’ya atılacak olan nükleer bombayı hazırlıyorlar. Fotoğrafta bombanın güvenlik sebeplerinden ötürü bir muşambayla kapatıldığını görebiliyorsunuz. Bombalar Tinian Adası’na getirilerek Japonya’ya uçacak olan uçaklara yüklenmeden önce burada tutuldu.


Amerika Birleşik Devletleri Japon şehirleri Hiroshima ve Nagasaki’ye bomba attığında bu şehirlerde yaşayanlar için son derece tahrip edici artçı etkiler ortaya çıktı. Bu fotoğraf Hiroshima’nın bombalanması sebebiyle yaralanan bir çocuğu gösteriyor. Bu çocuk ciddi yanıklardan muzdaripti ve vücudunun büyük bir porsiyonunda keloyid yaraları bulunuyordu. Önceki bombalamadan sağ çıkabilen insanlardan büyük bir bölümü sonradan radyasyon zehirlenmesine bağlı olarak hayatlarını kaybetti.


İnsanlar bir atomik patlamaya karşı hazırlıklı olunup olunamayacağını merak ediyorlardı bu nedenle de hükümet saldırı olması halinde neler olabileceğini görmek için içinde test kuklaları bulunan sahte kasabalar inşa etti. Bu kasabalar Nevada çölünde yer alıyorlardı ve bu tuhaf test mankenleri de bölgenin her tarafına dağılmış haldelerdi. Bu test bölgelerinin sonraki durumu dünyanın bir Soğuk Savaş dönemi nükleer savaşından kaçarak ne kadar şanslı olduğunu ortaya koydu.


Bu demiryolu zeplini olarak da bilinen Scheinenzepplin’e ait yakın çekim bir fotoğraf. Bu Zeplin hava aracına benzer şekilde yapılmış deneysel bir demiryolu vagonuydu. Bu dizaynı Frank Krukenberg bulmuş ve 1929 yılında geliştirmişti. Bu hızlı tren petrol gücüyle çalışan en hızlı demiryolu aracı olma rekorunu kırdı. Bundan yalnızca bir model yapıldı ve güvenlik endişelerinden ötürü servis dışı kaldı. Netice olarak 1939 yılında parçalara ayrıldı.


Burada gördüğünüz şey Hava Kuvvetleri tarafından yapılmış bir süpersonik uçan daireye ait plan ama bu plan hiç sonuçlanmamış. İnsanlar bunun ne amaçla kullanılacağından emin değilmiş ama muhtemelen hiç yapılmamış olması çok daha iyi olmuş. Hava Kuvvetleri birtakım çok iyi saklanan sırlara sahip ve bu hava arası planının ne işe yarayacağını bilmenize imkan yok.


9 Ağustos 1945’te Japonya’ya iki nükleer bomba atıldı. Bombaların isimleri “şişman adam” ve “küçük çocuk”tu (bunlar aslında bombaların kod adlarıydı). Burada gördüğünüz Japonya’nın Nagasaki şehrini mahvetmeden yalnızca günler önceki haliyle “şişman adam”. Bu nükleer bomba sebebiyle 35-40,000 kişi öldüğü tahmin ediliyor ve sonrasında da 60-80,000 kişi uzun vadeli sağlık etkileri sebebiyle ölmüş.


20 Temmuz 1969’da astronotlar Buzz Aldrin, Neil Armstrong ve Michael Collins Ay’a ayak basan ilk adamlar olarak tarih yazdılar. Bütün bu olay televizyonlarda yayınlanmış, fotoğraflanmış olmasına ve olayın hakkında NASA rsporları olmasına karşın bazı insanlar hala herşeyin sahte olduğuna inanıyorlar. Bu fotoğraf etrafta gezinirlerken astronotlardan bir tanesi tarafından çekilmiş ve kameralar o dönemlerde bu zamanki kadar gelişmiş olmadıklarından dolayı insanlar bunun kurgu olduğunu düşünüyor.


Berlin Duvarı 1961 yılında Batı Berlin’i etrafını saran Doğu Almanya’dan ve Doğu Berlin’den ayırmak için inşa edildi. Bariyerin büyük, beton duvarları olduğu için korumalı kuleleri vardı. Bütün duvarı tamamlayabilmek iki hafta sürdü. Berlin Duvarı insanların Almanya’nın komünist olan doğu bölümünden ayrılmasını engellemek için yapıldı. 9 Kasım 1989’un akşamında insanlar iki yaka arasında geçerken duvarın etkisi ortadan kayboldu ancak 1991 yılına kadar fiziksel olarak yıkılmadı.


Kraliçe Elizabeth 1945 yılında İngiltere ordusuna katıldı ve bu da onu orduya katılan ilk kadın kraliyet üyesi yaptı. Dört sene boyunca hizmet etti ve dürüst olmamız gerekirse bu fotoğrafta çok da havalı görünüyor.


1946 ve 1947 yılları arasında Amerikan Donanması, Antarktik araştırma üssü Little America IV ‘u (Küçük Amerika IV) kurma amacıyla “Operation Highjump (Operasyon Yüksek Atlayış)” isimli bir operasyon yürüttü. Bu Antarktika’da girişilen en devasa deniz ve hava operasyonuydu. Bu operasyon için 13 tane geminin yanı sıra iki tane ihaleli deniz uçağı, bir hava aracı taşıyıcısı ve 25 uçak kullandılar.


Bu dalgıç giysisinin çok saçma ve sanki Scooby-Doo’dan fırlama birşeymiş gibi göründüğünü biliyoruz. Bu dalgıç giysisi 1715 yılında John Lethbridge tarafından icat edildi. Giysi tamamen kapalıydı ve su geçirmez kolları,basınçlı hava dolu bir varili ve dalgıcın etrafını görebilmesi için bir deliği vardı. Neyse ki teknoloji o zaman bu yana gelişti çünkü bu hiç de konforlu gözükmüyor.


İlk oyun parkı kaydırağı 1922 yılında Charles Wicksteed isimli bir adam tarafından icat edildi. Kaydıraklar önceleri ahşaptan yapılıyorlardı ve kız çocuklarıyla erkek çocukları için ayrı ayrı kaydıraklar vardı. Bu fotoğrafta İngiltere’deki Wicksteed Parkı’nda bulunan ilk kaydırağı görebilirsiniz. Charles Wicksteed Büyük Savaş döneminde bomba yaparak çok fazla para kazanmıştı ve kazandıklarını halkıyla paylaşmak için bir park yaptırdı.


Bu, bu tuhaf görünümlü şeyi bir askeri kamyonete yükleyen askeri personele ait bir fotoğraf. Bu fotoğraf ortaya çıktığında insanlar bunun aslında bir UFO olup olmadığıyla alakalı spekülasyonlar geliştirmeye başladılar. Ve elbette ki hükümet bütün bunları göz ardı ederek bunun yalnızca bir hava balonu olduğunu açıkladı. Şimdiye kadar UFOların gerçekten de varolup olmadıklarıyla alakalı bir bilgimiz yok.


Burada karısıyla beraber Dallas, Teksas’taki Dealey Plaza’nın içinden geçen bir başkanlık konvoyundaki John F. Kennedy’i görüyorsunuz. JFK o gün Lee Harvey Oswald isimli bir adam tarafından suikaste uğradı. Bu fotoğraf o muazzam trajediden yalnızca birkaç saniye önce çekildi. Oswald eski bir Amerikan deniz kuvvetleri üyesiydi ve suikastı kendi başına gerçekleştirmişti. Bunun sonrasında Dallas Polisi İdare Merkezi’nde ölümcül bir biçimde vuruldu. Bundan Karma’yı sorumlu tutabilirsiniz, öyle değil mi?


Roswell kasabaya çarpan tuhaf şeylerle ünlü bir yerdir. İnsanlar bunun bir muhtemel UFO çakılmasına ait bir fotoğraf olabileceğini düşünüyorlar ve etrafta parçalanan hava aracına ait parçalar dağılmış durumda. Bu çarpışma noktasıyla alakalı herhangi bir resmi bilgi bulabilirseniz bu dökümanların üzerinde fazlasıyla oynanmış olduğunu görürsünüz. Bu biraz tuhaf, sizce de öyle değil mi?


Johnston Atolü Hawaii Adaları’nda bulunur ve burası Amerika Birleşik Devletleri askeriyesinin kontrolü altındadır. Burası bir donanma dolum deposu olarak kullanılmasının yanı sıra bir hava üssü, nükleer ve biyolojik silah deneme bölgesi ve bir gizli füze üssü olarak da kullanılmıştır. Ancak burası hala kullanımda değil ve bugünlerde buradaki tek hükümet işi Amerika Birleşik Devletleri Balık Ve Yaban Hayat Servisi tarafından gerçekleştiriliyor çünkü bölgede diğer yaban hayatını büyük oranda tahrip edebilen atol karıncalarını ortadan kaldırmak için çalışıyorlar.


Bu pilotların uyumamaları için yeni bir eğitim yöntemiydi. Bu deneysel bir yöntemdi ve işe yaramadığı için uzun vadede bunu kullanmamaya karar verdiler. Bu aşırı derecede rahatsız görünüyor bu nedenle pilotlar artık bu tuhaf aracın içinde eğitim görmedikleri için sevinmiş olmalılar.


Tam olarak sebebini bilmiyoruz ancak Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri bir uçan daire şeklinde bir hava aracı geliştirmenin iyi bir fikir olacağını düşünmüş. Bunun kesinlikle Bölge 51’deki uzaylıların varlığına ve UFOlarla topraklarımıza iniş yaptıklarına dair söylentileri durdurma konusunda bir yardımı olmamış.